19 Haziran 2010 Cumartesi

Kewell



















Avustralya maça iyi başlamıştı.Bresciano'nun kullandığı serbest vuruşta Kingson'dan seken topu tamamlayan Holman'la öne geçtiler.Avustralya için herşey iyi gidiyordu taki 25.dakikaya kadar.Ayew'in sağ taraftan müthiş getirdiği topta Kewell'ın çizgiden çıkardığı topu Rosetti penaltı ve kırmızı kart olarak değerlendirdi.Tartışılcak bir karar gibiydi fakat artık olan olmuştu ve Avustralya kalan 65 dakika 10 kişi mücadele edecekti.

Bundan sonra Avustralya için zor geçecekti ama iyi mücadele ettiler.Neill-Holman-Valeri Avustralya'nın en iyileriydi.Gana'nın son vuruşlarda ki etkisiz oyunu onlarında işlerini kolaylaştırdı aslında.Bu beraberliğin ardından grup son maçlarda şekillenecek.Avustralya için artık çok zor.Gana'nın Almanya karşısında ve Avustralya'nında Sırbistan karşısında ki galibiyetiyle çıkarlar.Buda olur mu?Neden olmasın ama hem Tim Cahill hemde Harry Kewell'ın eksikliklerinden sonra zaten hücum hattında sıkıntı yaşayan Avustralya için zor.
Gana ise maçları pozisyonsuz geçiriyor adeta.2 maçtada 2 penaltı ile gol atabildiler.Almanya karşısında da böyle geçeceği muhtemel benim ilk iki için tahminim Almanya ve Sırbistan.

18 Haziran 2010 Cuma

Quaresma













Beşiktaş taraftarlarının yıldız isteği sonunda gerçekleşti.Sadece Beşiktaş için değil Türk futbolu içinde büyük transfer.Hernekadar İnter'de ve kiralık gittiği Chelsea'de yedek kalsada.Onun yetenekleri herkez tarafından biliniyor.Kendini futbola verdiği zaman ne kadar tehlikeli ve izleyenlere bir o kadar zevk veren bir oyuncu olduğunu onu takip edenler bilecektir.Asıl olayda burda başlıyor zaten.Eğer Schuster Quaresma'yı kullanabilirse ondan çok faydalanacaktır ve Süper lig içinde bir renk olacaktır.
Tabi bununla birlikte Takımı Quaresma'nın üzerine kurmalı Schuster.Tıpkı Porto'da olduğu gibi.Quaresma'ya sorumluluk vermeli ki o da istenilen Quaresma'yı sahaya yansıtsın,takımını sürüklesin,izleyenlere zevk versin.26 yaşında olması Beşiktaş için bir avantaj.Burda kendini kanıtladığı zaman ve Beşiktaş'a faydalı olduğu zaman Beşiktaş camiası kar ederekte satabilir.Kariyerinin son senelerinde yedekte kalsa piyasası her zaman olan bir oyuncudur Quaresma.

Beşiktaş camiasına ve Türk futboluna hayırlı olsun.

15 Haziran 2010 Salı

Elano
















Hep tartışma konusu oldu Galatasaray ve Brezilya milli takımındaki performansları.Hakkında bir sürü eleştiriler yapıldı.Dünya kupası için kasmıyor,oynamıyor denildi.Milli takıma daha çok önem veriyor denildi.Belki doğrudur belki yanlıştır ama gerçek olan birşey var ki Elano'nun Brezilya milli takımında mutlu olması.Takımın,sistemin bir parçası olması.Onu mutlu yapan en önemli etkende bu zaten.

Galatasaray taraftarlarının bir türlü ısınamadığı bir oyuncu oldu Elano.Galatasaray'da sergilediği istikrarsız performans ve kimilerine göre ruhsuz(!) oyunu onu bir türlü istenmeyen adam konumuna getirdi.Ama tüm bunlar düşünülürken Elano'nun kimlerle nasıl bir şekilde oynadığı görülmedi,anlaşılmadı.Evet Rijkaard anladı ama bunu medya ve taraftarlar bir türlü anlayamadılar,anlayamıyacaklar gibide görünüyor.

Bugün gayet iyi bir oyun çıkardı Elano.Kaka ve Fabiano'nun etkisiz olduğu maçta Robinho ve Maicon'la beraber sivrilen isim oldu.Elano'nun milli takımda oynadığı mevki Galatasaray'da oynadığı pozisyon farklı.Brezilya'da 4-2-3-1'in sağ tarafında oynarken Galatasaray'da daha defansif bir rol alıyor.Tabi bunda ön libero sıkıntsının nedeni büyük.Ortasahadan top çıkaramayan oyunculardan kurulu bir kadroda zorunlu olarak oraya kaydırılması ve üstüne hala skor üretemiyor diye eleştirilmeside trajikomik oluyor.Tabi bu bütün sezon olmadı ama çoğu maç böyle oynadı Elano Galatasaray'da.Gelecek sezon eğer Elano kalırsa yanına ve arkasına olmak üzere mutlaka 2 oyuncu gerekli olacaktır.

Elano'nun dünya kupasından sonra iyi bir teklif gelmesi halinde satılacağı hakkında medyada çeşitli haberler var.Bunlar gerçeği yansıtıyor mu bilmiyorum ama gerçekse eğer Elano dünya kupasına beklenilenin üzerinde bir başlangıç yaptı.

14 Haziran 2010 Pazartesi

Dünya Kupası


















Heyecanla beklenen dünya kupası sonunda başladı ama 2010 dünya kupası şuana kadar merakla,heyecanla beklediğimize değmeyen bir turnuvaya sahne oluyor.Tabi bunda ilk maçların oynanmasıda etken.Takımlar grupta daha ilk maçta kaybedip işlerini zora sokmak istemiyeceklerdir ama her defasında büyük bir umutla oturduğum televizyon başına hayal kırıklığı ile kalkmak birde bunun üstüne vuvuzela seslerinin eklenmesi işi işkence boyutuna taşıyor.Bugün büyük bir hevesle beklediğim Hollanda takımının oynadığı futbol bile sıkıcıysa daha fazla sözede gerek yok demektir aslında.Şuana kadar tek olumlu futbol oynayan takım Almanya oldu. Genç bir ortalama ile çıktıkları maçta rakip Avustralya'nında gücünün sınırlı olmasıyla farklı bir galibiyet izlettirdi bizlere.Zaten şuana kadar turnuvanın en farklı biten maçıda o karşılaşma oldu.

Mesutun müthiş performansı panzerlere farklı galibiyeti getirdi.Tabi bu arada ettiği Türkçe küfürde dikkatlerden kaçmadı.

Arjantin

Her ataklarında Messi'nin olması Arjantin için bir sinyal aslında.Takımın ilk maçta sadece Messi'ye bağlı olması,ilerde olası bir sakatlıkta ve ceza durumunda Arjantin'e pahalıya mal olabilir.Bunun dışında Arjantin'in ortasahası ciddi şekilde S.O.S veriyor.Veron'un ilerleyen yaşı ve temposuz oyunu bütün yükü Mascherano'nun sırtına bindiriyor.Maradona her geçen gün Cambiasso'yu takıma almadığı için pişman olacaktır.

İngiltere

İngiltere bildiğimiz İngiltere'ydi.Klasik 4-4-2 leri ve topa sert oyunlarıyla her turnuva mutlaka favori gösterilir.Nitekim maça favori gibi başladılar Gerard'ın erken golüyde maç farka mı gidicek derken Abd'nin oyuna ortak olmasıyla maç zevkli bir hal aldı.Green'in basit hatasıda maçın sonunu belirledi.İngiltere için ilk maç yorum yapmak zor çünkü ne zaman ne yapacakları belli olmayan dengesiz bir takım onlar.


Fransa

Fransa bildiğimiz Fransa.Gol sıkıntısı çeken okadar kaliteli bir kadroya sahip olmalarına rağmen pozisyon bile bulamayan bir takım.İmposibble.


Şuana kadar öne çıkanlar:Messi,Ayew,Sneijder,Giovani,Honda,J.Park.